Aşırı sağcı popülist Geert Wilders, Hollanda’nın bir sonraki başbakanı olmak istediğini ve Hollanda ve Avrupa’da yankıları olacak dönüm noktası niteliğindeki bir seçim zaferinin ardından çabalarını göçü engellemeye odaklayacağını söyledi. Eski ABD Başkanı Donald Trump ve Macaristan’ın Avrupa şüpheci Başbakanı Viktor Orban’ın hayranı, açıkça İslam ve AB karşıtı Wilders da Hollanda’nın Avrupa Birliği’ne yaptığı ödemeleri kesme ve Ukrayna da dahil olmak üzere yeni üyelerin girişini engelleme sözü verdi. Wilders’in en radikal fikirleri, koalisyon hükümeti kurmak için birlikte çalışması gereken diğer partiler tarafından reddedilecek olsa da, aralarında İtalya Başbakan Yardımcısı ve aşırı sağ Lig’in lideri Matteo Salvini’nin de bulunduğu diğer popülistler, Wilders’in zaferini "yeni bir parti" olarak memnuniyetle karşıladılar. Avrupa mümkün." Wilders’in Özgürlük Partisi (PVV), tüm tahminleri geride bırakarak Çarşamba günü 150 sandalyeden 37’sini kazanarak, İşçi Partisi/Yeşiller ortak biletinde 25, görevden ayrılan Başbakan Mark’ın muhafazakar Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi’nin (VVD) ise 24 sandalyesinin çok önünde yer aldı. Rutte. Wilders Perşembe günü Hollanda medyasına başbakan olmak istediğini ve Hollanda’nın AB’den ayrılıp ayrılmayacağı konusunda referandum yapılmasından yana olduğunu söyledi. Wilders, "Fakat ilk olarak sığınma ve göç konusunda önemli bir kısıtlama söz konusu" dedi. "Bunu kendimiz için yapmıyoruz, bize oy veren tüm Hollandalılar için yapıyoruz". Partisi parlamentoda sandalyelerin neredeyse dörtte birini talep edecek olsa da Wilders, ana akım partilerin iktidar için bir koalisyonda kendisine katılmasına ihtiyaç duyuyor ve bazı görüşlerini sulandırmak zorunda kalacak.
@ISIDEWITH10mos10MO
Bazı popülist liderlerin önerdiği ’yeni Avrupa’ kavramı sizi heyecanlandırıyor mu, endişelendiriyor mu ve neden?
@ISIDEWITH10mos10MO
Ülkenizin göçü sınırlamak istediğini düşünün; bunun ulusunuzun değerlerini koruyacağını mı yoksa zarar vereceğini mi düşünüyorsunuz?